Şimdi havaalanındayım.
- I'm at the airport now.
Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Shall we start the meeting now?
Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.
- What I want now is not money, but time.
Şu anda sipariş vermeye hazır mısınız?
- Are you ready to order now?
Onu hemen yapabilir miyim?
- May I do it right now?
Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.
- My grandmother used to go out for a walk almost every day, but now she seldom, if ever, goes out.
Asama yanardağı şu an hareketsiz.
- Mt. Asama is now dormant.
Onun yardımı olmasa, şu an hayatta olmam.
- If it weren't for her help, I would not be alive now.
Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz.
- Even now, we still doubt that he is the real murderer.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Şimdi bile zaman zaman artçı şoklar var.
- Even now there are occasional aftershocks.