Biz kitabın dışında bir şey bırakmadık.
- We have left nothing out of our book.
Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var.
- He has unsightly hairs growing out of his ears.
Sizi oradan çıkaracağız.
- We're going to get you out of there.
Sanırım sizin bedeniniz bitti.
- I think we're out of your size.
Bu makine bozuk. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
- This machine is out of order. Please try again later.
Ben buranın dışına çıkmayı deniyorum.
- I'm trying to get out of here.
Tom onu bir adalet duygusundan yoksun olarak yaptı.
- Tom did it out of a sense of justice.
Karısı zorunluluktan dolayı işe başlamıştır.
- His wife has started to work out of necessity.
Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
- We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
Şimdi birkaç aydır yeni gelişmeler hakkında bilgim yok.
- I've been out of touch with things for several months now.
Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
- Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
Tom bu ayın sonunda kasabanın dışına taşınıyor.
- Tom is moving out of town at the end of this month.
Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
- Inflation is getting out of control.
Tavan arasından dışarı çıkma.
- Don't come out of the attic.