İşini bitirdikten birkaç dakika sonra, o yatmaya gitti.
- A few minutes after he finished his work, he went to bed.
İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
- Having finished my work, I left the office.
Orada Akai onlara katılır ve bu bitiş çizgisinin önünde herkese açık bir yarışma olur.
- There Akai joins them and it becomes a free-for-all in front of the finish line.
Bitiş çizgisini en son geçen oydu.
- She was the last to cross the finishing line.
İşi tek başıma bitirmek istiyorum.
- I want to finish the work on my own.
Biz yarına kadar parti hazırlıklarını bitirmek zorundayız.
- We have to finish preparations for the party by tomorrow.
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
- We're just about finished here.
Raporla işim bitmek üzere.
- I'm just about finished with the report.
O planın hâlâ bazı son rötuşlara ihtiyacı vardı.
- That plan still needed some finishing touches.
Birkaç son rötuş eklerim.
- I add a few finishing touches.