الإنجليزية - التركية
تعريف see hoarding, 2 في الإنجليزية التركية القاموس.
- hoard
- {f} toplamak
- hoard
- yığmak
- hoard
- biriktirmek
- hoard
- istif etmek
- hoard
- istif
- hoard
- {f} biriktir
Bir cimri tedbirli olduğu için değil fakat açgözlü olduğu için para biriktirir.
-A miser hoards money not because he is prudent but because he is greedy.
- hoard
- {i} stok
Gösteri Stokçular Amerika'da koltuk psikolojinin başlıca nedenlerinden biridir.
-The show Hoarders is one of the primary causes of armchair psychology in America.
Sami uyuşturucu stokluyordu.
-Sami was hoarding drugs.
- hoard
- {f} stoklamak
- hoard
- {i} toplu haldeki mal
- hoard
- istifçi
- hoard
- {i} define
- hoard
- stok et
- hoard
- hoarder biriktirip saklayan kimse
- hoard
- büyük miktar/stok
- hoard
- saklanmış mal
- hoard
- {f} aklında tutmak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف see hoarding, 2 في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- hoard