İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.
- He came to Tokyo in search of employment.
Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok.
- We don't have time to search every room carefully.
Tom bir arama- kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
- Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
- Many men set out for the West in search of gold.
O, kayıp çocuğunu aramak için gitti.
- She went in search of her lost child.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
- Many men set out for the West in search of gold.
Araştırma ekibi onu uçurumun dibinde uzanırken buldu.
- The search party found him lying at the foot of a cliff.
Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.
- All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
O kaçırılan torununu aradı.
- She searched for her granddaughter who had been taken away.
Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.
- All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
Polis evi tamamen aradı.
- The police thoroughly searched the house.
Onlar yağmurda tamamen ıslandılar.
- They got thoroughly wet in the rain.
Araştırma müdürü, departmana yeni bir ürünü test etmede esaslı bir iş yaptırdı.
- The research director had the department do a thorough job in testing the new product.
Tom'u aramak için dışarıda olacağını düşündüm.
- I thought you'd be out searching for Tom.
Aramaya devam ettiler.
- They continued searching.
Belki verdiğiniz tavsiye inandırıcı ve eksiksiz.
- Perhaps the advice you gave was convincing and thorough.
Tom çok eksiksiz, değil mi?
- Tom is very thorough, isn't he?
Her şey hakkında çok titizdir.
- He is very thorough about everything.
Haftalardır yavru köpeğimi arıyorum.
- I've been searching for my puppy for weeks.
Tom yıllardır Mary'yi arıyor.
- Tom has been searching for Mary for years.
Üç haftalık aramadan sonra iyi ücretli bir iş buldu.
- After three weeks of searching, he found well-paid work.
Tom'u aramak için dışarıda olacağını düşündüm.
- I thought you'd be out searching for Tom.
Polis binaları adamakıllı araştırdı.
- The police searched the premises thoroughly.
Ben burada adamakıllı eğlendim.
- I thoroughly enjoyed myself here.
John kazayı derinlemesine araştırdı.
- John investigated the accident thoroughly.
Tom kusursuz, değil mi?
- Tom is thorough, isn't he?
Tom çok kusursuz değildi.
- Tom wasn't very thorough.
Mükemmel açıklaman için sana teşekkür ederim.
- Thank you for your thorough explanation.
Biz oldukça mükemmeldik.
- We were pretty thorough.
And so hang new suns 'cross the human way.
Now to the bottome dost thou search my wound.
With only five minutes until we were meant to leave, the search for the keys started in earnest.
To search the God of loue, her Nymphes she sent / Throughout the wandring forrest euery where .
The police are searching for evidence in his flat.
Search is a hard problem for computers to solve efficiently.
I searched the garden for the keys and found them in the vegetable patch.
... This is an example from the US with someone searching for ...
... >>Lady Gaga: And I wanted to be what they were searching ...