O, TV gösterileri için senaryolar yazar.
- He writes scripts for TV shows.
Tom bir senaryo yazarıdır.
- Tom is a scriptwriter.
Tom, bunun ne tür bir yazıt olduğunu biliyor musun? Muhtemelen Tibet, ama ondan bir parça okuyamıyorum.
- Tom, do you know what kind of script this is? Probably Tibetan, but I can't read a bit of it.
Bugün senaryosu bir arkadaş tarafından yazılmış bir oyun izledim.
- Today I watched a play of a script written by a friend.
Arap alfabesi, Roman alfabesiyle değiştirildi.
- The Arabic script was replaced by the Roman alphabet.
Bugün senaryosu bir arkadaş tarafından yazılmış bir oyun izledim.
- Today I watched a play of a script written by a friend.
Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?
- I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script?
Bu bir bitişik el yazısı.
- This is a cursive script.