Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir.
- We must work hard to break down social barriers.
Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
- High tariffs have become a barrier to international trade.
Tom odasında kendine barikat kurdu.
- Tom barricaded himself in his room.
Tom ve Mary odada kendilerine barikat kurdular.
- Tom and Mary barricaded themselves in the room.
Zihninde yeni fikre karşı barikat kurulmuştu.
- Her mind was barricaded against the new idea.
Odada kendilerine barikat yaptılar.
- They barricaded themselves in the room.