Dan onun hücre arkadaşlarından biriyle bir kaçış planı kurdu.
- Dan devised an escape scheme with one of his cellmates.
Her zaman para kazanma planlarını düşünüyor.
- She is always thinking of moneymaking schemes.
Komploya katıldığını inkar etti.
- She denied having taken part in the scheme.
Tom projeyi yok etmek için bir komplo düzenledi.
- Tom schemed to destroy the project.
Tom belediye başkanına suikast düzenlemek için bir plan hakkında polisi uyardı.
- Tom warned the police about a scheme to assassinate the mayor.
Tom projeyi yok etmek için bir komplo düzenledi.
- Tom schemed to destroy the project.
Bu bir piramit şeması değil.
- It's not a pyramid scheme.
Bu bir piramit şeması.
- It's a pyramid scheme.
Tasarılar tartışılıyor.
- Schemes have been discussed.
Tom projeyi yok etmek için bir entrika çevirdi.
- Tom schemed to destroy the project.
Tom seri katili yakalamak için polis tarafından düzenlenen bir entrikaya katıldı.
- Tom took part in a scheme set by the police to capture the serial murderer.
Tom projeyi yok etmek için bir dolap çevirdi.
- Tom schemed to destroy the project.
Tom belediye başkanına suikast düzenlemek için bir plan hakkında polisi uyardı.
- Tom warned the police about a scheme to assassinate the mayor.
Tasarılar tartışılıyor.
- Schemes have been discussed.
He struck me as schemey and oleaginous from the first time I saw him, long before his disgraceful performances around the Iraq war.