saygı duyma

listen to the pronunciation of saygı duyma
التركية - الإنجليزية
{i} respecting

His modesty is worth respecting. - Onun alçakgönüllülüğü saygı duymaya değer..

We cannot help respecting his courage. - Onun cesaretine saygı duymamak elimizde değil.

present participle of respect
With regard or relation to; regarding; concerning; as, respecting his conduct there is but one opinion
about or relating to something
{e} concerning, with respect to, regarding
saygı duymak
esteem
saygı duymak
look up to
saygı duymak
{f} regard
saygı duymak
look up
saygı duymak
respect

It is important, in any age, to adore God and to respect one's parents. - Herhangi bir yaşta Allah'a tapmak ve ebeveynlere saygı duymak daha önemlidir.

We have to respect local customs. - Yerel geleneklere saygı duymak zorundayız.

saygı duymak
(deyim) take one's hat off to
saygı duymak
(deyim) tip one's hat to
saygı duy
{f} respecting

We cannot help respecting his courage. - Onun cesaretine saygı duymamak elimizde değil.

His modesty is worth respecting. - Onun alçakgönüllülüğü saygı duymaya değer..

saygı duy
{f} respected

He is respected by everybody. - Ona herkes tarafından saygı duyulur.

Here, everybody feels respected and appreciated. - Burada, herkes saygı duyar ve takdir edilir.

saygı duy
{f} respect

He respects Einstein, an American scientist. - O, bir Amerikalı bilim adamı, Albert Einstein'a saygı duyuyor.

Recognize and respect the personality of a person. - Bir kişinin karakterini tanı ve saygı duy.

saygı duymak
to respect

It is important, in any age, to adore God and to respect one's parents. - Herhangi bir yaşta Allah'a tapmak ve ebeveynlere saygı duymak daha önemlidir.

Hindus don't eat meat, in particular beef, and they are mainly vegetarian in order to respect the animals' lives. - Hindular et, özellikle sığır eti yemezler, onlar hayvanların yaşamlarına saygı duymak için temel olarak vejetaryendirler,

saygı duymak
have respect for
saygı duyma
المفضلات