savunulmaz

listen to the pronunciation of savunulmaz
التركية - الإنجليزية
untenable
indefensible
savun
{f} advocate

He advocated the reduction of taxes. - Vergilerin azaltılmasını savundu.

He advocated abolishing class distinctions. - O, sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılmasını savundu.

savun
{f} defending

I was defending myself. - Kendimi savunuyordum.

Tom was defending himself. - Tom kendini savunuyordu.

savun
defend

Paris did her best to defend her liberties. - Paris, özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.

It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers. - Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.

savun
argue for
savun
stick up for

I will never forgive you because you did not stick up for me at the meeting. - Beni toplantıda savunmadığın için seni asla affetmeyeceğim.

الفنلندية - التركية

تعريف savunulmaz في الفنلندية التركية القاموس.

savun
duman çıkarmak
savun
hiddetlenmek
savun
keskin kokulu gaz
savunulmaz
المفضلات