savunulamaz

listen to the pronunciation of savunulamaz
التركية - الإنجليزية
unwarrantable
indefensible
untenable

Pacifism is an untenable ideology. - Barışçı politika savunulamaz bir ideolojidir.

savun
{f} advocate

He advocates reform in university education. - Üniversite eğitiminde reformu savunuyor.

He advocated abolishing class distinctions. - O, sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılmasını savundu.

savun
{f} defending

Tom was green behind the ears when it came to defending himself in court. - Tom, mahkemede kendini savunma konusunda daha çok toydu.

I was defending myself. - Kendimi savunuyordum.

savun
defend

I disapprove of what you say, but I will defend to the death your right to say it. - Ben söylediğini doğru bulmuyorum fakat onu söyleme hakkını ölünceye kadar savunacağım.

Paris did her best to defend her liberties. - Paris, özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.

savun
argue for
savun
stick up for

I will never forgive you because you did not stick up for me at the meeting. - Beni toplantıda savunmadığın için seni asla affetmeyeceğim.

الفنلندية - التركية

تعريف savunulamaz في الفنلندية التركية القاموس.

savun
duman çıkarmak
savun
hiddetlenmek
savun
keskin kokulu gaz
savunulamaz
المفضلات