He advocated abolishing class distinctions.
- O, sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılmasını savundu.
He advocated State Capitalism over Market Capitalism.
- O, Pazar Kapitalizmine karşı Devlet Kapitalizmini savundu.
Johnson defended his policies.
- Johnson kendi politikalarını savundu.
They defended their homeland against the invaders.
- Anavatanlarını işgalcilere karşı savundular.
He advocates reform in university education.
- Üniversite eğitiminde reformu savunuyor.
He advocated abolishing class distinctions.
- O, sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılmasını savundu.
Tom was defending himself.
- Tom kendini savunuyordu.
I was defending myself.
- Kendimi savunuyordum.
It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers.
- Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.
They defended their country against the invaders.
- Onlar istilacılara karşı ülkelerini savundular.
I will never forgive you because you did not stick up for me at the meeting.
- Beni toplantıda savunmadığın için seni asla affetmeyeceğim.