savaş alanı

listen to the pronunciation of savaş alanı
التركية - الإنجليزية
field

The wounded soldiers were left in the field. - Yaralı askerler savaş alanında bırakıldı.

shambles
battleground

Fadil and Layla's married life was a battleground. - Fadıl ve Leyla'nın evlilik yaşamı bir savaş alanıydı.

theater of war
battlefield

The battlefield was full of the dead and the dying. - Savaş alanı ölülerle ve ölenlerle doluydu.

He cheated death many times on the battlefield. - Savaş alanında defalarca kefeni yırttı.

theatre of war
combat zone
savaş alan
battlefield

He would still be alive had he refused to go to the battlefield then. - O zaman savaş alanına gitmeyi reddetseydi, hâlâ hayatta olurdu.

The battlefield was full of the dead and the dying. - Savaş alanı ölülerle ve ölenlerle doluydu.

savaş alan
shambles
التركية - التركية
mareke