satın alış

listen to the pronunciation of satın alış
التركية - الإنجليزية
{i} purchasing
{i} buying
satın al
{f} bought

I bought two dozen pencils. - İki düzine kalem satın aldım.

He bought books at random. - O, rastgele kitap satın aldı.

satın al
{f} purchase

At last, they purchased freedom with blood. - Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.

Many Americans protested the purchase of Alaska. - Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto ettiler.

satın al
{f} purchasing

I think you should probably see someone from Purchasing. - Sanırım muhtemelen Satın almadan biriyle görüşmen gerekiyor.

Purchasing power has greatly fallen. - Satın alma gücü çok düştü.

satın al
{f} merchandising
satın al
{f} merchandised
satın al
{f} merchandise
satın al
{f} buy

What do you want to buy? - Ne satın almak istiyorsun?

Are you going to buy a dictionary? - Sözlük mü satın alacaksınız?

satın al
{f} buying

I cannot afford buying a used car. - Kullanılmış bir araba satın alamam.

I never go out without buying something. - Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.

satın alış
المفضلات