Mary asked Tom to give her a cuddle.
- Mary Tom'un ona bir sarılmasını istedi.
They were cuddling on the couch.
- Onlar kanepede birbirlerine sarılıyordu.
I saw a young couple cuddling on a park bench.
- Bir park bankında genç bir çiftin sarıldığını gördüm.
She wrapped some gifts in paper.
- O, kağıda bazı hediyeler sardı.
Tom wrapped the package and tied it with strings.
- Tom paketi sardı ve iplerle bağladı.
The doctor bandaged the boy's injured leg.
- Doktor çocuğun yaralı bacağını sardı.
She bandaged his finger with a handkerchief.
- Bir mendille parmağını sardı.
That rope has to be coiled.
- O ip sarılmak zorunda.