He brought a chest, in which there were very valuable goods.
- İçinde çok değerli eşyaların bulunduğu bir sandık getirdi.
A friend in the market is better than money in the chest.
- Piyasadaki bir arkadaş, sandıktaki paradan daha iyidir.
When was the box opened?
- Sandık ne zaman açılmıştı?
The people will decide at the ballot box.
- İnsanlar sandıkta karar verecek.
The people will decide at the ballot box.
- İnsanlar sandıkta karar verecek.
I don't know what is in the crate.
- Sandıkta ne olduğunu bilmiyorum.
This crate contains apples.
- Bu sandık elma içeriyor.