Life is not an exact science, it is an art.
- Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.
It requires a good taste to study art.
- Sanat öğrenimi yapmak iyi bir zevk gerektirir.
I have absolutely no artistic skills.
- Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.
He who has skill and art, becomes famed in the world.
- Yeteneği ve sanatı olan bu dünyada ünlü olur.
A Japanese businessman bought the artwork for 200 million yen.
- Bir Japon iş adamı 200 milyon yene bir sanat eseri satın aldı.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
- Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
Where is the Palace of Fine Arts?
- Güzel Sanatlar Sarayı nerede?
The skilled craftsman restored the shattered vase piece by piece.
- Yetenekli sanatkâr parçalanmış vazoyu parça parça restore etti.
You're quite a craftsman.
- Sen oldukça sanatkarsın.