Tom bir model fark etti.
- Tom noticed a pattern.
Tom bir model gördüğünü düşündü.
- Tom thought he saw a pattern.
Ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.
- I can see some intricate patterns in the picture.
Ben burada bir desen görüyorum.
- I'm seeing a pattern here.
Turistler hayvanları korkuturlar ve onların doğal aktivite yapılarını bozarlar.
- The tourists scare away the animals and disrupt their natural activity patterns.
Çini mürekkebi boya olarak kullanıldığı zaman ilginç bir yapı üretir.
- India ink produces an interesting pattern when used as a dye.