Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

same as die, a lot

listen to the pronunciation of same as die, a lot
الإنجليزية - التركية

تعريف same as die, a lot في الإنجليزية التركية القاموس.

dye
{i} saç boyası

Yağmur yağmaya başladığında, Mary'nin saç boyası alnına aktı. - When it started raining, Mary's hair dye ran down her forehead.

Ecza dolabında bir şişe siyah saç boyası gördüm. - I saw a bottle of black hair dye in the medicine cabinet.

dye
{f} boyanmak
dye
boya tutmak
dye
boyanabilmek
dye
boya maddesi

Tom her zaman satın aldığı yiyeceklerde boya maddesi olup olmadığını kontrol eder. - Tom always checks to verify that no dyes are in any food he buys.

dye
boyamak

Tom saçını boyamak istiyor. - Tom wants to dye his hair.

O, saçını kırmızıya boyamak istiyor. - She wants to dye her hair red.

dye
kumaş boyası
dye
(Mühendislik) boya, boyamak
dye
yerleşmiş
dye
öz tamamıyle
dye
{i} boya, renk
dye
(isim) boya, boyama, saç boyası
dye
{i} boyama

Tom saçını boyamak istiyor. - Tom wants to dye his hair.

Tom'un saçını boyayıp boyamadığını söylemek zor. - It's hard to tell whether Tom dyes his hair or not.

dye
boyayıcı madde
dye
doubledyed iyi boyanmış
dye
hakikî
dye
(Tekstil) 1. boya 2. boyamak
الإنجليزية - الإنجليزية
dye