saman

listen to the pronunciation of saman
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Düzen, tertip
(Osmanlı Dönemi) Rahmet
(Osmanlı Dönemi) f. Servet. Zenginlik
(Osmanlı Dönemi) Dinçlik
(Osmanlı Dönemi) Bir kimsenin varı-yoğu, serveti
Türlü ekinlerin taneleri ayrıldıktan sonra geriye kalan sapları
çiçektozlarına karşı alerjiden ileri gelen nezle
bada
merek
alaf
(Osmanlı Dönemi) KİMN
saman alevi
Gelip geçici, basit, üstünkörü
saman kağıdı
Daha çok kurşun kalemle yazı yazmaya elverişli olan veya ambalaj için kullanılan kaba kâğıt
saman nezlesi
Daha çok bahar aylarında görülen, çiçek tozlarına karşı alerjiden ileri gelen nezle, bahar nezlesi
saman rengi
Bu renkte olan
saman rengi
Açık, soluk sarı renk
saman sarısı
Saman rengi
الكردية - التركية
mülk
servet
varidat
الإنجليزية - الإنجليزية
large ornamental tropical American tree with bipinnate leaves and globose clusters of flowers with crimson stamens and sweet-pulp seed pods eaten by cattle
التركية - الإنجليزية
chaff

Old birds are not caught with chaff. - Eski kuşlar saman ile yakalanmış değil.

straw

The last straw breaks the camel's back. - Devenin belini kıran son saman çöpü.

Even a (traditional Korean) straw shoe belongs to a pair. (literal) - Bir geleneksel Kore saman ayakkabısı bile bir çifte aittir.

hay

The poor child suffers from hay fever. - Zavallı çocuk saman nezlesi olmuş.

A lot of people are dealing with hay fever now. - Birçok insan artık saman nezlesinin üstesinden geliyorlar.

fodder
(Tarım) tailings
straw; hay, chaff
haulm
halm
rick
forage
saman örtüsü
mulch
saman adam
straw man
saman demeti
truss
saman makinesi
(Tarım) chaff-cutter
saman sarısı
straw yellow
saman çiçeği
(Botanik, Bitkibilim) helichrysum
saman örtmek
(Tarım) mulch
saman kağıdı
straw paper
saman alevi
flash in the pan
saman alevi gibi
sudden and short-lived
saman alevi gibi bir şey
flash in the pan
saman alevi gibi yanıp sönen
(deyim) a flash in the pan
saman altından
(deyim) under the counter
saman altından su yürütmek
do something secretly
saman altından su yürütmek
(deyim) have a card up one's sleeve
saman altından su yürütmek
to act on the sly, to do sth secretly
saman altından su yürütmek
act on the sly
saman altından su yürütmek
to be as sly as a fox, be extremely crafty and devious
saman altından su yürütmek
(deyim) do things under the rose
saman bıçağı
chaff cutter
saman dam örtüsü
thatch
saman döşek
straw matress
saman elevatörü
(Tarım) straw elevator
saman elinse samanlık senin
(Konuşma Dili) You won't benefit at all from free food if you eat so much of it that you become ill
saman eğesi
bastard cut file
saman gibi
insipid, tasteless
saman gibi
strawy
saman gibi
insipid
saman gibi gıdası az yiyecek
roughage
saman ile örtmek
(dam) thatch
saman ile örtmek (dam)
thatch
saman kafalı
stupid
saman kağıdı
detail paper
saman kesici
chaff cutter
saman kesme makinesi
(Tarım) straw cutter
saman makinesi
haymaker
saman makinesi
chaff cutter
saman nezlesi
pollinosis
saman nezlesi
hay fever

Tom has hay fever. That's why he has to stay inside. - Tom'un saman nezlesi var. Bu yüzden içeride kalmak zorunda.

This hay fever medicine works pretty well for me. - Bu saman nezlesi ilacı benim için oldukça iyi çalışıyor.

saman nezlesi
(Tıp) hay rum
saman nezlesi için bir şeyiniz var mı
Can I have something for hay fever
saman rengi
straw coloured [Brit.]
saman rengi
straw-coloured
saman rengi
straw colored
saman rengi
straw color
saman renginde
straw-colored
saman renkli
straw-colored
saman sarısı
1. straw yellow. 2. straw-colored, straw yellow
saman sarısı (saç)
sandy
saman tozu
chaff
saman vagonunda yolculuk etmek
hayride
saman vermek
rack up
saman yatak
bed of straw
saman yığını
rick
saman yığını
cock
saman çatı
thatched roof
saman çöpü
straw

A drowning man will catch at a straw. - Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır.

He stuck a straw into an anthill. - O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu.

saman çöpü
piece of straw or chaff
sap yiyip saman sıçmak/çıkarmak vulg
to get very angry, be breathing fire
iri saman
Huge straw
harman artığı saman
tailings
postuna saman doldurmak
to kill, fill (someone) full of lead
şiltelik saman
bedstraw
saman
المفضلات