sahipsiz olmak

listen to the pronunciation of sahipsiz olmak
التركية - الإنجليزية
go begging
To be in little or no demand - "Prestige or no prestige, directors' jobs at some companies have actually gone begging"
seek handouts, seek charity, solicit alms; be in little demand
sahip ol
had

I've never had such a large sum of money. - Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.

In the contest he fully displayed what ability he had. - O, yarışmada hangi yeteneğe sahip olduğunu gösterdi.

sahip ol
got possession of
sahip ol
have

With Windows, you have to have extensions or it won't read your files. - Windows ile eklentilere sahip olmak zorundasın,yoksa o dosyalarını okumaz.

It is believed that whales have their own language. - Balinaların kendi diline sahip olduklarına inanılmaktadır.

sahip ol
possess

Happiness isn't merely having many possessions. - Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.

Honor is the most precious thing we possess. - Onur sahip olduğumuz en değerli şey.

sahip ol
get possession of
sahip ol
{f} having

Not wanting is the same as having. - İstemek sahip olmakla aynı değildir.

Tom didn't like not having enough money. - Tom yeterli paraya sahip olmamaktan hoşlanmıyordu.

sahip ol
has
sahip ol
{f} possessed
sahipsiz olmak
المفضلات