sahip olmanın

listen to the pronunciation of sahip olmanın
التركية - الإنجليزية
to having
sahip ol
had

I've never had such a large sum of money. - Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.

He is the only son that we have ever had. - O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat.

sahip ol
got possession of
sahip ol
have

If you are going abroad, it's necessary to have a passport. - Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.

You ought to have the courage to speak out what you believe to be right. - Neyin doğru olduğuna inandığını açıkça söyleme cesaretine sahip olmalısın.

sahip ol
possess

Someday, I would like to possess a sailboat. - Günün birinde, bir yelkenliye sahip olmak istiyorum.

Man is the only animal that possesses language. - İnsan dile sahip olan tek hayvandır.

sahip ol
get possession of
sahip ol
{f} having

I count myself lucky in having good health. - İyi bir sağlığa sahip olduğum için, kendimi şanslı sayıyorum.

Not wanting is the same as having. - İstemek sahip olmakla aynı değildir.

sahip ol
has
sahip ol
{f} possessed
sahip olmanın
المفضلات