sahadan

listen to the pronunciation of sahadan
التركية - الإنجليزية

تعريف sahadan في التركية الإنجليزية القاموس.

saha
field

That is our baseball field. - O bizim beyzbol sahamızdır.

There is green grass on the field. - Sahada yeşil çimler var.

saha
area

This area is as big as a football pitch. - Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük.

Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products. - Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir.

saha
(Hukuk) scope
saha
course

Is there a golf course near here? - Buraya yakın bir golf sahası var mı?

The golf course is completely deserted, there is not a single person! - Golf sahası tamamen ıssız, bir tek kişi yok!

saha
zone; area; field, ground, pitch; open space; domain, field
saha
field, area, region, zone
saha
stretch

This is a really lonely stretch of shoreline. - Bu gerçekten kıyı boyunun kasvetli bir sahasıdır.

saha
(Spor) central court
saha
spread
saha
province
saha
ambit
saha
stage
saha
bay
saha
reach
saha
ground

He crossed the sports ground. - O, spor sahasını geçti.

saha
court

Tom dribbled the ball down the court. - Tom topu sahaya sürdü.

saha
pitch

This area is as big as a football pitch. - Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük.

Because it had been raining for a couple of days, the pitch was muddy and difficult to play on. - Birkaç gündür yağmur yağdığı için saha çamurluydu ve üstünde oynaması zordu.

saha
range
saha
tract
saha
open space, open area
saha
breadth
saha
sports (playing) field; arena
saha
extent
saha
grounds
التركية - التركية

تعريف sahadan في التركية التركية القاموس.

SAHA
(Osmanlı Dönemi) Meydan, yer, avlu, geniş yer
Saha
(Osmanlı Dönemi) VADİ
saha
Alan: "Futbol sahasının kenarında düşmanlarını seyrediyordu."- S. F. Abasıyanık
saha
Cömertlik, el açıklığı
saha
Alan
sahadan
المفضلات