This food is unhealthy.
- Bu yiyecek sağlıksız.
The conflicts among leaders resulted in unhealthy sectionalism.
- Liderler arasındaki çatışmalar sağlıksız bölgecilikle sonuçlandı.
I felt bad, so I was admitted into the hospital. However, it turned out that there was nothing really wrong with me.
- Kötü hissediyordum, bu yüzden hastaneye kabul edildim. Fakat bende gerçekten sağlıksız bir şey olmadığı anlaşıldı.
You probably smoke drugs. It makes you poorer.
- Muhtemelen uyuşturucu kullanıyorsunuz. Bu sizi daha sağlıksız yapar.
I felt bad, so I was admitted into the hospital. However, it turned out that there was nothing really wrong with me.
- Kötü hissediyordum, bu yüzden hastaneye kabul edildim. Fakat bende gerçekten sağlıksız bir şey olmadığı anlaşıldı.
Is eating fish as healthy now as it used to be?
- Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
Health workers aid people in need.
- Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.
Sanitary conditions in the refugee camps were terrible.
- Mülteci kamplarındaki sağlık koşulları çok kötüydü.
A healthy man does not know the value of health.
- Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
A carrot is a healthy snack.
- Havuç sağlıklı bir aperatiftir.
Have you had a thorough medical checkup within the last year?
- Geçen yıl sağlık kontrolü yaptırdın mı?
Can I use my medical insurance?
- Sağlık sigortamı kullanabilir miyim?
Some healthcare workers spend more time doing paperwork than taking care of patients.
- Bazı sağlık çalışanları hastalara bakmak yerine evrak işleri yaparak daha çok zaman geçirmektedirler.