Don't curse or I'll wash your mouth out with soap.
- Küfretme yoksa ağzını sabunla yıkarım.
Wash your face with warm water and soap.
- Ilık su ve sabunla yüzünü yıka.
Those kids soaped my windows!.
I tried washing my hands with soap, but the stain wouldn't go away.
He blew soap bubbles.
- O, sabun kabarcıklarını üfledi.
Tom doesn't need any more soap. Mary gave him enough to last a lifetime.
- Tom'un daha fazla sabuna ihtiyacı yok. Mary ona bir ömür boyu yetecek kadar sabun verdi.