تعريف sağlayıcılar في التركية الإنجليزية القاموس.
- (Bilgisayar) suppliers
- Otherwise referred to as vendors of materials needed by an organization
- Potential lenders, that is, institutions or document suppliers that participate in OCLC Interlibrary Loan; holdings symbols of suppliers display in uppercase letters
- Potting Compound Accessories Equipment Adhesion Primers Contract Potting Packaging Potting Removers Consulting
- Suppliers are defined as providers of: a) Production materials b) Production or Service parts c) Heat treating, plating, painting or other finishing services directly to Ford
- "The source of the material and/or information input to a process Suppliers can be internal or external to a company, group, or organization " (AT&T)
- Individuals or businesses that provide resources needed by a company in order to produce goods and services
- the term 'suppliers' includes contractors, sub-contractors, vendors, developers, sellers or any other term used to identify the source from which products or services are obtained
- The development, manufacturing, verification, and deployment personnel that define, design, code, fabricate, assemble, integrate, verify, test, deliver and/or install system end items, and safely dispose of the by-products of their activities
- The vendors and manufacturers from which a business buys the products necessary to operate
- plural of supplier
- sağla
- provide
I am able to provide food and clothes for my family.
- Ben ailem için yiyecek ve giyecekler sağlayabilirim.
Young as he is, he has a large family to provide for.
- O,genç olduğu için,geçimini sağlayacak büyük bir aileye sahip.
- sağla
- made available to
- sağla
- enable to be
- sağla
- {f} enabling
- sağla
- {f} stand by
- sağla
- {f} supply
Can you supply me with all I need?
- Bütün ihtiyaç duyduklarımı bana sağlayabilir misin?
Cows supply us with milk.
- İnekler bize süt sağlar.
- sağla
- provide for
They had a lot of children to provide for.
- Onların, geçimini sağlayacak bir sürü çocukları vardı.
Young as he is, he has a large family to provide for.
- O,genç olduğu için,geçimini sağlayacak büyük bir aileye sahip.
- sağla
- make available to
- sağla
- {f} provided
Team members are provided with equipment and uniforms.
- Takım üyelerine ekipman ve üniforma sağlanmaktadır.
She provided for her old age.
- Onun yaşlılığında geçimini sağladı.
- sağla
- employ
Japanese companies generally provide their employees with uniforms.
- Japon şirketleri genellikle çalışanlarına üniforma sağlar.
The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees.
- Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
- sağla
- provide with
- sağla
- enable to
- sağla
- lay on
- sağla
- supply with
- sağla
- {f} supplying
They were accused of supplying arms to terrorists.
- Onlar teröristlere silah sağlamakla suçlandılar.
- sağla
- supplies
This school supplies textbooks to its students.
- Bu okul kendi öğrencilerine ders kitabı sağlamaktadır.
The Red Cross constantly supplies food to the disaster areas.
- Kızıl Haç afet bölgelerine sürekli olarak gıda sağlar.
- sağla
- procure
- sağla
- providewith
- sağla
- enable
This bird's large wings enable it to fly very fast.
- Bu kuşun büyük kanatları onun çok hızlı uçmasını sağlar.
The coffee enabled me to stay awake during the dull concert.
- Sıkıcı bir konser sırasında, kahve benim uyanık kalmamı sağladı.
- sağla
- providefor
- sağla
- enableto
- sağla
- layon