Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

sağlanarak

listen to the pronunciation of sağlanarak
التركية - الإنجليزية
providing
{i} giving, rendering; arranging for -, preparing for -; supplying, furnishing
If you say that something will happen providing or providing that something else happens, you mean that the first thing will happen only if the second thing also happens. I do believe in people being able to do what they want to do, providing they're not hurting someone else = provided. used to say that something will only be possible if something else happens or is done = provided
conj. on the condition that -, only if -
present participle of provide
sağla
provide

If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence. - İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.

Young as he is, he has a large family to provide for. - O,genç olduğu için,geçimini sağlayacak büyük bir aileye sahip.

sağla
made available to
sağla
enable to be
sağla
{f} enabling
sağla
{f} stand by
sağla
{f} supply

Supply me with this information as soon as possible. - En kısa sürede bana bu bilgiyi sağlayın.

Cows supply us with milk. - İnekler bize süt sağlar.

sağla
provide for

He is unable to provide for his family. - O, ailesinin geçimini sağlayamaz.

I have a large family to provide for. - Geçimini sağlayacak büyük bir ailem var.

sağla
make available to
sağla
{f} provided

Team members are provided with equipment and uniforms. - Takım üyelerine ekipman ve üniforma sağlanmaktadır.

She provided the traveler with food and clothing. - O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı.

sağla
employ

The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees. - Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.

Japanese companies generally provide their employees with uniforms. - Japon şirketleri genellikle çalışanlarına üniforma sağlar.

sağla
provide with
sağla
enable to
sağla
lay on
sağla
supply with
sağla
{f} supplying

They were accused of supplying arms to terrorists. - Onlar teröristlere silah sağlamakla suçlandılar.

sağla
supplies

The cow supplies us with milk. - İnek bize süt sağlamaktadır.

This school supplies textbooks to its students. - Bu okul kendi öğrencilerine ders kitabı sağlamaktadır.

sağla
procure
sağla
providewith
sağla
enable

The property left him by his father enables him to live in comfort. - Babası tarafından ona bırakılan servet onun rahat bir şekilde yaşamasını sağlar.

I afterward sold them to enable me to buy R. Burton's Historical Collections. - Ben sonradan bana R. Burton 'ın Tarihi Koleksiyonlarını satın almamı sağlaması için onları sattım.

sağla
providefor
sağla
enableto
sağla
layon