تعريف sağanak في التركية الإنجليزية القاموس.
- shower
The weather forecast says there'll be showers.
- Hava tahmini sağanaklar olacağını söylüyor.
I was caught in a shower while I was jogging.
- Koşarken sağanak yağmura yakalandım.
- downpour
That river quickly overflowed due to the downpour.
- Nehir sağanak nedeniyle çabucak taştı.
There's going to be a downpour.
- Sağanak yağmur olacak.
- hail
- (short but heavy) downpour, cloudburst, hard rain, thunderstorm, gully washer
- drench
We were drenched in the shower.
- Sağanakta sırılsıklam olduk.
- soaker
- spatter
- downpour, shower, cloudburst
- squall
- spate
- rainfall
Extensive rainfall is expected throughout the region.
- Bölgede yoğun sağanak bekleniyor.
- flurry
- soak
- heavy shower
- torrent
We went all the way to the service station in torrential rain.
- Biz sağanak yağmurda benzin istasyonuna kadar tüm yolu gittik.
- thunderstorm
The horses are nervous that there might be a thunderstorm tonight.
- Atlar gergin ki bu gece sağanak olabilir.
The thunderstorm yesterday delayed the delivery of the mail.
- Sağanak dün posta dağıtımını geciktirdi.
- waterspout
- {i} rainstorm
Taxis are few and far between during a rainstorm.
- Taksiler sağanak sırasında seyrekti.
- downfall
- (Askeri) gust
- storm
Small showers last long, but sudden storms are short.
- Küçük sağanaklar uzun sürer ama ani fırtınalar kısadır.
- cloudburst
- rain shower
- heavy rain
They started in spite of the heavy rain.
- Sağanak yağmura rağmen başladılar.
In spite of the heavy rain, he visited his friend in the hospital.
- Sağanak yağışa rağmen hastanedeki dostunu ziyaret etti.
- drencher
- brash
- sağanak yağmur
- rain showers
- sağanak cephesi
- squall front
- sağanak lağımı
- storm sewer
- sağanak yağmak
- come down in sheets
- sağanak yağmur
- curtain of rain
- ani sağanak
- cloudburst
- dizayn sağanak miktarı
- design-storm rainfall
- gök gürültülü sağanak
- thunderstorm
- tüm sağanak
- squall
