You need to do something about the leaky faucet.
- Sızdıran musluk hakkında bir şey yapmalısın.
Leaky faucets waste a lot of water.
- Sızdıran musluklar çok su israf eder.
Leaking taps waste a lot of water.
- Sızdıran musluklar çok fazla su israf ediyor.
Will they manage to stop the leaking tap?
- Sızdıran musluğu durdurmayı başaracaklar mı?
Green slime oozed out the pipe.
- Borudan yeşil balçık sızdı.
The cold seeped into her bones.
- Soğuk onun kemiklerine sızdı.
If your windows are not airtight, moisture will seep in.
- Pencereleriniz hava geçirmez değilse nem içeri sızar.
Mary accepted everything without complaining.
- Mary sızlanmaksızın her şeyi kabul etti.
I just snuck in Tom's back door without him noticing.
- O farkında olmadan Tom'un arka kapısında sızdım.
Tom fixed the leaky faucet.
- Tom sızdıran musluğu tamir etti.
Tom spent all day trying to fix the leak in the roof.
- Tom bütün günü çatıdaki sızıntıyı tamir etmek için uğraşarak geçirdi.