sırlar

listen to the pronunciation of sırlar
التركية - الإنجليزية
glazing
glazes
sır
{i} mystery

It is a complete mystery what caused the accident. - Bu kazaya neyin sebep olduğu tam bir sır.

I think the reason why he killed his wife is still a mystery. - Sanırım onun karısını öldürme nedeni hâlâ bir sır.

sır
secret

She can never keep a secret. - O, asla sır saklayamaz.

I promised him to keep it secret. - Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.

sır
glaze
sır
confidence

She took me into her confidence. - O beni sırdaşı yaptı.

He hasn't said anything publicly, but in confidence he told me he's getting married. - O bana alenen bir şey söylemedi ama sır olarak o bana evleneceğini söyledi.

sır
hugger-mugger
sır
(İnşaat) glost
sır
foil
sır
trick
sır
silvering
sır
(Kimya) glase
sır
frit
sır
hugger
sır
silvering (of a mirror). (üzerine)
sır
hugger mugger
sır
luster
sır
(ayna) foil
sır
secret, confidence
sır
lustre [Brit.]
sır
glazing
sır
glaze (on pottery)
sır
arcanum
sır
enamel
sır
cabala
sır
arcana
sır
riddle
sır
cabbala
sır
quicksilver
sır
pole

The pole vaulter jumped more than seven feet. - Sırıkla atlamacı, yedi feetten fazla atladı.

The Brazilian athlete Thiago Da Silva won the Olympic pole vault gold medal and set an Olympic record. - Brezilyalı atlet Thiago Da Silva, Olimpiyat sırıkla atlama altın madalyasını kazandı ve bir olimpiyat rekoru kırdı.

sır
{i} lustre
sır
huggermugger
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف sırlar في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

SIR
surface insulation resistance
التركية - التركية
serair
Sır
(Adlar, İsimler) nihan
SIR
(Osmanlı Dönemi) Bak: Sırr
Sır
(Osmanlı Dönemi) HİKMET
Sır
giz
Sır
(Osmanlı Dönemi) NİHAN
sır
(Osmanlı Dönemi) gizli hakîkat, gizli iş, Allah'ın hikmeti
sır
çinliler'le ipek ticaretinde aracılık yapanlara verilen isim
sır
Kahramanmaraş ilçesinde bir baraj
sır
ince metal tabaka
sır
Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, deneyim ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı
sır
Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince metal tabaka
sır
Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, tecrübe ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı
sır
Sac sırımı da denilen, Tunceli yöresine özgü bir tür hamur yemeği
sır
Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey, giz
sır
Bazı nesnelere parlaklık vermek, dış etkilerden korumak, sızmalarını önlemek gibi amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik
sır
İnsan aklının yeterince açıklık getiremediği şey
sır
Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey, giz: "Söyleme sırrını dostuna, o da söyler dostuna."- Atasözü. İnsan aklının yeterince açıklık getiremediği şey: "Bu bahçede açılan her gonca / Sırlar açıyor yerden gökten."- T. Oflazoğlu
sır
Bir amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntem
الإنجليزية - التركية

تعريف sırlar في الإنجليزية التركية القاموس.

SIR
(Askeri) önemli hasar raporu; özel bilgi ihtiyacı (serious incident report; specific information requirement)
sırlar
المفضلات