The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
- Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
Please don't run in the classroom.
- Lütfen sınıfta koşma.
Please don't run in the classroom.
- Lütfen sınıfta koşmayın.
There are 40 pupils in this class.
- Bu sınıfta kırk öğrenci var.
His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class.
- Onun denemesi, sorunun sadece yüzeysel bir analizini yaptı, bu yüzden sınıfta en yüksek notu aldığında ona gerçekten büyük bir sürpriz olmuştu.
She was in the eighth grade.
- O sekizinci sınıftaydı.
We should sort the students' names alphabetically.
- Öğrencilerin isimlerini alfabetik sıraya göre sınıflandırmalıyız.
He finished sorting the papers.
- O, evrakları sınıflandırmayı bitirdi.
He ordered the boys not to shout in the classroom.
- Çocuklara sınıfta yüksek sesle konuşmamalarını emretti.
They accused him of being in the classroom in order to cause trouble.
- Onlar onu mesele çıkarmak için sınıfta olmakla suçladılar.
Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.
- Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.
Classification is not my specialty.
- Sınıflandırma benim uzmanlığım değil.
Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
- Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
In the post office, mail is classified according to the place where it is to go.
- Postanede, posta gideceği yere göre sınıflandırılır.
The class was divided into four groups.
- Sınıf dört gruba ayrıldı.
Please don't run in the classroom.
- Lütfen sınıfta koşmayın.
Who can run fastest in your class?
- Senin sınıfında en hızlı kim koşabilir?
On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages.
- 10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır.
Form is temporary, class is permanent.
- Biçim geçici, sınıf kalıcıdır.
Since graduation fifteen years ago I have never run into my former classmates.
- On beş yıl önceki mezuniyetten beri eski sınıf arkadaşlarımla hiç karşılaşmadım.