We nearly had an accident when the car brakes jammed.
- Araba frenleri sıkıştığında neredeyse bir kaza yapıyorduk.
The locking mechanism has jammed.
- Kilitleme mekanizması sıkıştı.
Her poor little baby toe got jammed in the door.
Can you squeeze me into your busy schedule?
- Beni yoğun programına sıkıştırabilir misin?
I think we'll make it in time if we don't get stuck in a traffic jam.
- Trafik sıkışıklığına yakalanmazsak, sanırım onu zamanında yapacağız.
I was late for the meeting because of a traffic jam.
- Ben, bir trafik sıkışıklığı nedeniyle toplantıya geç kaldım.