There are a few keys here that are jammed.
- Burada birkaç sıkışmış tuş var.
Can you squeeze me into your busy schedule?
- Beni yoğun programına sıkıştırabilir misin?
Had they left a little earlier, they would have avoided the traffic jam.
- Biraz daha erken çıksalar, trafik sıkışıklığını atlatırlar.
I think we'll get there in time if we don't get caught in a traffic jam.
- Bir trafik sıkışıklığı yakalanmazsak, sanırım zamanında orada olacağız.