التركية - الإنجليزية
تعريف sıfırdan في التركية الإنجليزية القاموس.
- from the rough
- sıfır
- zero
Zero comes before one.
-Sıfır birden önce gelir.
It is ten degrees below zero now.
-Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.
- sıfırdan başlamak
- to start from scratch, start from square one
- sıfırdan başlamak
- start from scratch
- sıfırdan başlamak
- get in on the ground floor
- sıfırdan başlamak
- start from the scratch
- sıfırdan başlamak
- to start from scratch again, to go back to square one
- sıfır
- {i} o
- sıfır
- {i} naught
- sıfır
- nought
- sıfır
- null character
- sıfır
- goose egg
- sıfır
- nothing
The final score was two to nothing.
-Son puan iki sıfırdı.
You're worth less than nothing.
-Senin değerin sıfırdan daha az.
- sıfır
- cipher
- sıfır
- zilch
- sıfır
- nil
- sıfır
- zeroes
There are two zeroes in 2010.
-2010'da iki sıfır vardır.
- sıfır
- ought
- sıfır
- cypher
- sıfır
- (a) nothing, completely, worthless person or thing
- sıfır
- null
- sıfır
- zero, cipher; nothing, nought
- sıfır
- {i} aught
- sıfır
- love
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف sıfırdan في التركية التركية القاموس.
- SIFIR
- (Osmanlı Dönemi) Hiç bir sayı olmamak
- SIFIR
- (Osmanlı Dönemi) Hiç. Olmayan bir şeyin ismi
- SIFIR
- Yeni, kullanılmamış
- SIFIR
- Hiç yok
- SIFIR
- (Osmanlı Dönemi) Fiz: Suyun donma derecesi
- SIFIR
- Kendi başına değeri olmayan, ondalık sayı sisteminde sağına geldiği rakamı on kere büyüten işaret (0)
- SIFIR
- Kötü, başarısız, verimsiz: "Sorma, su içsem kilo alıyorum, bütün rejimleri denedim, netice sıfır."- A. İlhan
- SIFIR
- (Osmanlı Dönemi) Müsbetle menfi ortası, eksi ile artının arası
- sıfır
- Kendi başına değeri olmayan, ondalık sayı sisteminde sağına geldiği rakamı on kere büyüten işaret (O)
- sıfır
- Kötü, başarısız, verimsiz
المصطلحات ذات الصلة
sıfırdan
الواصلة
sı·fır·danResimler
المفضلات