Don't use all the hot water.
- Sıcak suyun tümünü kullanma.
The weather was hot. And pretty humid.
- Hava sıcaktı. Ve hava oldukça nemliydi.
These flowers grow in warm countries.
- Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
I can remember the warmth of his hands.
- Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
It is warmer today than yesterday.
- Bugün dünden daha sıcak.
It will get warmer soon.
- Yakında hava daha sıcak olacak.
It was a warm, friendly meeting.
- O sıcak, samimi bir toplantı oldu.
Reindeer are friendly animals.
- Ren geyikleri sıcak hayvanlardır.
Have you ever ridden in a hot air balloon?
- Sen hiç sıcak hava balonuna bindin mi?
I rode in a hot air balloon.
- Sıcak hava balonuna bindim.
The Japanese archipelago is struck by a terrible heat wave.
- Japon takımadaları korkunç bir sıcak hava dalgası ile vuruldu.
Tom lost his appetite due to the heat wave.
- Tom sıcak hava dalgası nedeniyle iştahını kaybetti.
Tom turned on the hot water tap.
- Tom sıcak su musluğunu açtı.
Tom filled the bathtub with hot water.
- Tom küveti sıcak su ile doldurdu.
You should put on a warm pair of socks.
- Sıcak tutan bir çift çorap giymelisin.
I'm wearing a warm pair of socks.
- Sıcak tutan bir çift çorap giyiyorum.
It was very sultry that night.
- O gece hava çok sıcak ve nemliydi.