To our great surprise, he suddenly resigned.
- Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
Great was her surprise when she knew the fact.
- O, gerçeği öğrendiğinde, ona büyük sürpriz oldu.
Tom wanted to surprise Mary.
- Tom Mary'ye sürpriz yapmak istedi.
In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
- Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
It is not surprising that you should be scolded by your teacher.
- Öğretmenin tarafından azarlanman sürpriz değil.
Tom made a surprising decision.
- Tom sürpriz bir karar aldı.
That would be a treat.
- Bu bir sürpriz olurdu.
Their prices are surprisingly cheaper than their rivals.