التركية - الإنجليزية
تعريف süreci في التركية الإنجليزية القاموس.
- süreç
- process
Several processes for making soap have been invented over the course of history.
-Sabun yapmak için çeşitli süreçler tarih boyunca icat edildi.
Are we subjects or objects in this process?
-Bu süreçte biz özne miyiz, yoksa nesne miyiz?
- süreç
- duration
- süreç
- process, progression, march, development
- süreç
- (Politika, Siyaset) procedure
- süreç
- (Askeri) period
- süreç
- {i} continuum
- süreç
- {i} course
Several processes for making soap have been invented over the course of history.
-Sabun yapmak için çeşitli süreçler tarih boyunca icat edildi.
- avrupa birliği süreci
- european union process
- ihale süreci
- (Ticaret) bidding process
- piyasa süreci
- (Ticaret) market process
- sorun giderme süreci
- (Ticaret) grievance procedure
- süreç
- (Fizik) phase
- süreç
- (İnşaat) mechanism
- tarama süreci
- (Politika, Siyaset) screening process
- uyum süreci
- adjustment process
- uyum süreci
- (Ticaret) harmonisation process
- yönetim süreci
- (Ticaret) management process
- üretim süreci
- (Ticaret) manufacturing process
- akış süreci
- flow process
- akış süreci
- flow duration
- avrupa birliği genişleme süreci
- EU enlargement process
- süreç
- due process
- süreç
- time course
time course of growth.
- süreç
- the process
- takip süreci
- Follow-up process
- uyum süreci
- Adaptation process
- BM Kamboçya Geçiş Süreci Yetkilisi
- (Askeri) United Nations Transition Authority in Cambodia
- acil durum süreci
- (Hukuk) emergency procedure
- ani müdahale planlama süreci
- (Askeri) rapid response planning process
- anlama süreci
- noesis
- ayarlama süreci
- (Hukuk) adjustment process
- batılılaşma süreci
- (Hukuk) process of westernisation
- becker süreci
- (Çevre) becker process
- bildirim süreci
- (Ticaret) notification process
- birikim süreci
- process of accumulation
- brown süreci
- brownian process
- bütünleşme süreci
- (Hukuk) integration process
- ceza süreci
- penalty process
- daimi diyalog süreci
- (Hukuk) permenant process of dialogue
- dava süreci
- (Kanun) lawsuit process
- demokratikleşme süreci
- (Hukuk) democratization process
- deneme süreci
- testing period
- düzeltme süreci
- correction period
- düzeltme süreci
- (Hukuk) adjustment process
- emme süreci
- suction period
- genişleme süreci
- (Hukuk) enlargement process
- hassas çatışma işbirliği süreci
- (Askeri) precision engagement collaboration process
- ikincil püskürtme süreci
- secondary injection period
- ilgi süreci; öğretim programı
- (Askeri) period of interest; program of instruction
- ilişkileri güçlendirme süreci
- (Hukuk) process of strengthening relations
- karar alma süreci
- (Hukuk) decision-making process, resolution process
- karar süreci
- decision process
- marka kararı süreci
- (Ticaret) brand decision process
- müşterek endüstriyel seferberlik planlama süreci
- (Askeri) joint industrial mobilization planning process
- müşterek harekat planlama süreci
- (Askeri) joint operation planning process
- müşterek konuşlanma süreci sahibi
- (Askeri) joint deployment process owner
- onaylama süreci
- (Hukuk) ratification process
- ortadoğu barış süreci
- (Hukuk) middle east peace process
- planlama süreci
- (Hukuk) planning process
- proje süreci
- (Eğitim) lifecycle of a project
- reorganizasyon süreci
- reconversion
- ruhsat süreci
- term of the licence
- salt doğma süreci
- birth process
- sonsuz uzun zaman süreci
- coon's age
- sözleşme konusu üretim süreci
- (Hukuk) contract process
- süreç
- (Hukuk) procedure, process
- tarama süreci
- (Hukuk) screening procedures
- ulus kurma süreci
- (Politika, Siyaset) nation building
- yasa tasarlama süreci
- (Politika, Siyaset) legislative drafting
- yaşam süreci
- the course of live
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف süreci في التركية التركية القاموس.
- süreç
- time course
- Süreç
- prose
- Süreç
- proses
- Süreç
- vetire
- süreç
- Aralarında birlik olan veya belli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay veya hareketler dizisi, vetire, proses: "Kitaba aldığım bu yazılar, gerçekte siyasal kavgamın gelişme sürecinde önemli bir tavır takınmayı vurgulamaktadır."- A. İlhan
- süreç
- Aralarında birlik olan veya belli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay veya hareketler dizisi, vetire, proses
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - التركية
تعريف süreci في الإنجليزية التركية القاموس.
- karar alma süreci
- Decision-making process