sürülebilir

listen to the pronunciation of sürülebilir
التركية - الإنجليزية
arable
tillable
(toprak) breakable
ploughable
sürülebilir arazi
arable land
sürülebilir toprak
ploughland
sürülebilir toprak
plowland
sür
{f} drove

He drove the truck to Dallas. - O, kamyonu Dallas'a sürdü.

Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit. - Tom birazcık hız limitinin üzerinde sürerse vaktinde havaalanına yetişebileceğini düşündü.

sür
{f} exile

He was exiled from his country. - O, ülkesinden sürgün edildi.

Most of the exiles were killed or captured. - Sürgünlerin çoğu öldürüldü veya esir alındı ​​.

sür
{f} smeared
sür
{f} tilled
sür
{f} last

The rain lasted a week. - Yağmur bir hafta sürdü.

The rain lasted five days. - Yağmur beş gün sürdü.

sür
impel
sür
{f} drive

Do you know how to drive a car? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

Do you know how to drive? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

sür
{f} lasting

The war lasting for years impoverished the country. - Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.

sür
driven

She has never been in a car driven by him. - O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.

Tom shouldn't have driven Mary's car. - Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.

sür
deport

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
banish

Napoleon was banished to Elba in 1814. - Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.

The ruler was overthrown and banished from the country. - Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.

sür
deported

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
expatriate
sür
{f} smear
التركية - التركية

تعريف sürülebilir في التركية التركية القاموس.

Sür
(Osmanlı Dönemi) REM
Sür
(Osmanlı Dönemi) GELE
sürülebilir
المفضلات