I saw a flock of sheep.
- Bir koyun sürüsü gördüm.
The shepherd is tending his flock.
- Çoban sürüsünü otlatıyor.
Our plan has lots of advantages.
- Planımızın bir sürü avantajı var.
Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
- Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
A herd of friesian cattle graze in a field in British countryside.
- Siyah alaca sığır sürüsü İngiliz kırsalında bir tarlada otlar.
That was the first time I drove a car.
- O benim ilk araba sürüşümdü.
Ambition drove him to murder.
- Hırs onu cinayete sürükledi.
Wolves travel in packs.
- Kurtlar sürüler halinde dolaşırlar.
Wolves travel in packs, but eagles fly alone.
- Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.
We were attacked by swarms of bees.
- Arı sürüsü tarafından saldırıya uğradık.
A swarm of hornets attacked the children.
- Bir eşek arısı sürüsü çocuklara saldırdı.
I watch a lot of gangster movies.
- Bir sürü gangster filmi izliyorum.
There was a crowd of students waiting in front of the library.
- Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.
Tom's got heaps of friends.
- Tom'un bir sürü arkadaşı var.
You have a lot of books.
- Senin bir sürü kitabın var.
A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
This game has you battle against hordes of evil stoats.
- Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.
There are lots of clouds in the sky today.
- Bugün gökyüzünde bir sürü bulut var.
The clouds scudded across the sky.
- Bulutlar gökyüzünde rüzgarla sürüklendi.
He runs a lot of hotels.
- O, bir sürü otel işletir.
Lots of women both run a home and go out to work.
- Bir sürü kadın hem evde çalışırlar hem de dışarı çalışmaya giderler.
Sürü Yönetim Sİstemi.