sözümüzü

listen to the pronunciation of sözümüzü
التركية - الإنجليزية
take word
söz
statement

I'm going to ascertain the truth of his statement. - Onun sözünün aslını araştıracağım.

I could not believe his statement. - Ben onun sözüne inanamadım.

söz
promise

He promised to meet him at the coffee shop. - Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

Your stomach won't be full from promises. - Miden sözlerden dolu olmayacaktır.

söz
word

Impossible is not a French word. - Impossible Fransızca bir sözcük değildir.

A lot of English words are derived from Latin. - Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.

söz
upon my word
söz
expression

I'll look up the expression in the dictionary. - Ben ifadeye sözlükte bakacağım.

söz
{s} wordy
söz
{i} plight
söz
gossip
söz
asseverate
söz
rumour
söz
commitment

I'm sorry, I already have another commitment. - Üzgünüm, benim zaten başka bir sözüm var.

Unfortunately, I had another commitment. - Ne yazık ki başka sözüm vardı.

söz
dixit
söz
(Dilbilim) parole
söz
fluent
söz
iron
söz
{i} say

I have to check and see what the contract says. - Sözleşmenin ne dediğini kontrol etmek ve görmek zorundayım.

Tom says that he doesn't remember having made such a promise. - Tom öyle bir söz verdiğini hatırlamadığını söylüyor.

söz
wording
söz
saying

As the saying goes: Speech is silver, silence is gold. - Atasözünde dendiği gibi; söz gümüşse, sükut altındır.

My client isn't saying another word. - Müvekkilim başka bir söz söylemiyor.

söz
assurance
söz
foregoing
söz
pledge

Tom pledged his continued support. - Tom destek vermeye devam etmeye söz verdi.

She pledged herself never to do it again. - Bunu bir daha asla yapmayacağına dair kendi kendine söz verdi.

söz
remark

That kind of remark does not befit you. - O tür sözler size yakışmıyor.

I interpreted his remark as a threat. - Onun sözlerini bir tehdit olarak yorumladım.

söz
{i} term

According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st. - Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.

The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago. - Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.

söz
asseveration
söz
undertaking
söz
spoken of
söz
{i} sentence

It's all about sentences. Not words. - O, tümüyle cümlelerle ilgilidir. Sözcüklerle değil.

Tom really likes this sentence. - Tom bu sözü gerçekten seviyor.

söz
vocable
söz
mentions

Mary becomes angry when Tom mentions her weight. - Mary, Tom onun ağırlığından söz ettiği zaman sinirlenir.

Nobody mentions my country. - Hiç kimse ülkemden söz etmiyor.

söz
engagement

Tom had a previous engagement. - Tom'un bir önceki sözleşmesi vardı.

Tom has broken our engagement. - Tom sözleşmemizi bozdu.

söz
talk

Don't interrupt me while I am talking. - Ben konuşurken sözümü kesme.

Don't interrupt me while I am talking. - Konuşurken sözümü kesme.

söz
voice
söz
word, remark; speech, talk; saying; rumour, gossip; promise, assurance, commitment; engagement
söz
committal
söz
faith

You must be faithful to your word. - Sözüne sadık olmalısın.

söz
verbalism
söz
spiel
söz
remark, utterance; expression; statement; word
söz
rumor

The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly. - Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.

söz
{f} contracting
söz
discourse
التركية - التركية

تعريف sözümüzü في التركية التركية القاموس.

Söz
(Osmanlı Dönemi) LEFZ
Söz
(Hukuk) KAVİL
Söz
(Osmanlı Dönemi) SERVA
Söz
(Hukuk) KELAM
Söz
bahis
söz
Bir konuyu yazılı olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi
söz
Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük
söz
Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme
söz
Müzik parçalarının yazılı metni, güfte
söz
Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, kavil: "Söz var, iş bitirir; söz var, baş yitirir."- Atasözü
söz
Kesinlik kazanmayan haber, söylenti
söz
Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi: "Yer yer birçok türküde rastladığımız beylik sözler de vardı içinde."- B. R. Eyuboğlu
söz
Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelâm, kavil
söz
(Osmanlı Dönemi) kâl
sözümüzü
المفضلات