Kadınlara yardımcı olmayı sürdürmek istiyorum.
- I want to continue to help women.
Gezisine gizlice devam etmek zorunda kaldı.
- He had to continue his trip in secret.
Devam etmekten başka seçeneğimiz yok.
- We have no options but to continue.
Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
- Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
- Prices continue to climb.
Tom bu evli kadınla birlikte olmayı sürdürdü.
- Tom continued his relationship with that married woman.
Adli tıp uzmanları ve cinayet masası dedektifleri, güvenlik çemberine alınmış yerde ve çevresinde çalışmalarını sürdürdüler.
- Forensics officers and criminal investigations detectives continued to work at the cordoned-off unit and its surrounds.
Most dictionaries cover most adverbs with only 'run-on entries.
She ran on and wouldn't let anyone get a word in edgeways.
This car runs on bio-alcohol.
We can't afford for the performance to run on for more than the specified time.
... that literally run on your phone. ...
... fully run on Google Apps. ...