ruh hali

listen to the pronunciation of ruh hali
التركية - الإنجليزية
mood

She may well refuse to speak to you because she's in a very bad mood. - O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.

Tom was tired and in a bad mood. - Tom yorgun ve kötü bir ruh hali içindeydi.

temper

He is in good temper. - O, iyi bir ruh hali içinde.

She was in a bad temper. - O, kötü bir ruh hali içindeydi.

state of mind

This is a dangerous state of mind for a man to be in. - Bu, içinde bulunacak bir adam için tehlikeli bir ruh halidir.

frame of mind, mood
inward
tone
humour [Brit.]
frame of mind
habit of mind
humor
spirit

The players were in high spirits after the game. - Oyuncular maçtan sonra çok iyi bir ruh halindeydiler.

Tom expected Mary to be in good spirits. - Thomas Mary'nin iyi ruh hali içinde olmasını bekledi.

psychology
spirits

The players were in high spirits after the game. - Oyuncular maçtan sonra çok iyi bir ruh halindeydiler.

He was in good spirits. - O iyi bir ruh hali içerisindeydi.

{i} humour
iyi ruh hali
good psychology
kuruntulu ruh hali
(Pisikoloji, Ruhbilim) delusional mood
sinirli ruh hali
frayed temper
ruh hali
المفضلات