Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.
- Brazil is very rich; its richness is immense; coffee is one of its greatest riches.
Tom zenginlik ve şöhret istiyor.
- Tom wants riches and fame.
Dünyanın en zengin insanlarının toplam net serveti 2016 yılında % 18 artarak 7.67 trilyon dolara yükseldi.
- The total net worth of the world's richest people rose by 18% in 2016 to $7.67 trillion.
Servetine rağmen, memnun değil.
- Despite his riches, he's not contented.
O zengin olmasına rağmen mutlu değil.
- Though he is rich, he is not happy.
Van Horn ailesi zengindi.
- The Van Horn family was rich.
Bir nehir havzasının genellikle verimli tarım arazileri vardır.
- The basin of a river usually has rich farmland.
Ailem varlıklı değildir.
- My family is not rich.
Zengin insanlar pahalı saatleriyle hava atarlar.
- Rich people show off with their expensive watches.
Richter ölçeğine göre 8.9 şiddetinde bir deprem, Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye sebep oldu.
- An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami.
Ailem varlıklı değildir.
- My family is not rich.
Bütün varlığını kaybetti.
- He lost all his riches.
Tom şakayla çok zengin olmadığını söyledi.
- Tom said jokingly that he was not very rich.
Onlar onun çok zengin olduğunu söylüyorlar.
- They say he is very rich.
Tom bayağı zengin, değil mi?
- Tom is quite rich, isn't he?
Tom birçok insanın sonradan görme insanları küçümsediğini Bay Ogawa'dan öğrendi.
- Tom learnt from Mr Ogawa that many people have scorn for the nouveau riche.
O para içinde yüzüyor.
- He is rolling in riches.
Zengin olsam, ona para vermem.
- Even if I were rich, I wouldn't give money to him.
Fransızca dili eş anlamlı sözcüklerce zengindir.
- The French language is rich in synonyms.
Dünyadaki en zengin üç kişi, 48 en fakir ulustan daha çok serveti kontrol ediyor.
- The three richest people in the world control more wealth than the poorest 48 nations.
Bütün servetini kaybetti.
- He lost all his riches.
What might be an embarrassment of riches—a city with three independent and artistically distinct opera companies—may become a lose-lose-lose situation.
But what did matter was that the new web platform provided a rich experience.
The Smiths went from rags to riches when they unexpectedly won the lottery.
It is immoral to be wealthy.
- It is immoral to be rich.
I'm not interested in being wealthy.
- I'm not interested in being rich.
... the first riches of civilization here go back to the third millennium bc ...
... there's an embarrassment of riches out there. ...