Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır.
- It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.
Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.
- A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.
Avukat eylemin rotasını belirledi.
- The lawyer determined his course of action.
Seyahat için tarihi belirlediler.
- They determined the date for the trip.
Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.
- I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.
- We should determine what is to be done first.