resimli

listen to the pronunciation of resimli
التركية - الإنجليزية
illustrated
picture

I showed my friends these picture postcards. - Arkadaşlarıma bu resimli kartpostalları gösterdim.

All of these picture postcards are mine. - Bu resimli kartpostalların hepsi benimdir.

(Bilgisayar) with image
pictorial
pictorials
resim
picture

I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow. - Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.

This is a picture of her own painting. - Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.

resim
painting

This is a picture of my own painting. - Bu kendi yaptığım bir resimdir.

There are many paintings on the wall. - Duvarda birçok resim vardır.

resimli bilmece
rebus
resimli kartlar
(Bilgisayar) cartoons
resimli kitaplar
picture books
resimli kutular
(Bilgisayar) art boxes
resimli mizah dergileri
comics
resimli roman
comic
resimli çalışmalar
pictorial works
resimli öyküler
storyboards
resimli dergi
pictorial
resimli dergiler
illustrated periodicals
resimli diyagram
(Ticaret) pictogram
resimli grafik
(Askeri) pictograph
resimli iskambil kâğıdı
court card
resimli kartpostal
picture postcard
resimli kitap
picture book
resimli komik hikaye
comic strip
resimli madde işareti
(Bilgisayar) picture bullet
resimli nüfus cüzdanı
photo identity card
resimli nükte ve mizah
pictorial wit and humor
resimli olmak
pictorialness
resimli reklamcılık
pictorial advertising
resimli roman
comic, comic strip; comic book
resimli sözlükler
picture dictionaries
resimli sınav
(Dilbilim) pictorial test
resimli taraf
face
resimli tarafı kapalı olarak
(iskambil kâğıdı) facedown
resimli tavan
plafond
resimli yazı
(Pisikoloji, Ruhbilim) rebus
resimli çocuk kitapları
illustrated children's books
resim
image

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

What's your favorite image editing software? - En sevdiğiniz resim düzenleme yazılımı hangisi?

resim
picture; photograph, photo" " fotoğraf; illustration; drawing; due, tax, toll
resim
drawing

She watched him drawing a picture. - O, onun bir resim çizişini izledi.

Picasso kept drawing pictures until he was 91 years old. - 91 yaşında kadar Picasso resim çizmeye devam etti.

resim
tableaux
resim
delineate
resim
(Bilgisayar) pict

I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow. - Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.

Everyone is smiling in the picture. - Resimde herkes gülümsüyor.

resim
pix
resim
audio-visual
resim
frame

Do you like this painting? Yes, but I think the frame is more expensive than the picture. Where did you buy it? - Bu tabloyu seviyor musun? Evet, ama çerçeve resimden daha pahalı sanırım. Onu nereden satın aldın?

There were several framed pictures on the wall. - Duvarda çerçeveli birkaç resim vardı.

resim
(Bilgisayar) art

He went to art school to study painting and sculpture. - O, resim ve heykel eğitimi için sanat okuluna gitti.

I enrolled in an art school when I was eight. - Sekiz yaşındayken bir resim okuluna kaydoldum.

resim
representation
resim
eikon
resim
photo

Why are these photos so important? - Bu resimler neden bu kadar önemli?

When will you send me one of your photos? - Ne zaman bana resimlerinden birini göndereceksin?

resim
illustration

The book's illustrations are very good. - Kitabın resimleri çok iyi.

resim
tablature
resim
shot
resim
pattern

I can see some intricate patterns in the picture. - Ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.

resim
valentine
resim
pic

This is a picture of her own painting. - Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.

Everyone is smiling in the picture. - Resimde herkes gülümsüyor.

resim
pıcture

This is a picture of her own painting. - Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.

I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow. - Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.

resim
pictorial

A metaphor is a pictorial expression. - Bir metafor resimsel bir ifadedir.

heyecanlı resimli roman
(Televizyon) cliff-hanger
kitabın başındaki resimli sayfa
frontispiece
resim
figure
resim
likeness
resim
art of drawing or painting pictures; painting; drawing
resim
effigy
resim
picture; drawing; illustration; painting; fresco; mosaic; print; photograph
resim
fee

Just looking at a picture of food makes me feel nauseous. - Sadece yiyecek resimlerine bakmak bana mide bulantısı hissettiriyor.

resim
(a) ceremony
resim
(Hukuk) charge
resim
tax
resim
tax, duty, impost
resim
dues
resim
tableau
resim
diptych
resim
{i} piece

I never want to see his face again, so I tore all of his pictures into pieces and burned them. - Onun yüzünü asla tekrar görmek istemiyorum bu yüzden onun bütün resimlerini yırttım ve onları yaktım.

resim
model
resim
portraiture
çıplak kız resimli dergi
girlie mag
çıplak kız resimli dergi
girlie magazine
التركية - التركية
İçinde resimler bulunan, musavver: "Yağmurlu günlerde orada oturuyor, çay içiyoruz, resimli mecmualar karıştırıyoruz."- S. F. Abasıyanık
İçinde resimler bulunan, musavver
musavver
resimli roman
Konusu bir dizi resimle anlatılan roman veya hikâye
resim
Fotoğraf

O fotoğraflar tahrif edilmiş. - O resimlerle oynanmış.

RESİM
(Osmanlı Dönemi) Bir çeşit deve yürüy
RESİM
(Hukuk) Yapılan hizmet karşılığı yalnız ilgili kişiden alınan vergi
resim
Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç: "Osmanlı Devleti'nin birçok vergi ve resimleri bu yüzden doğrudan doğruya yabancı alacaklıların cebine gider."- Y. K. Karaosmanoğlu
resim
üzerinde yapılan biçimleri: "Konulu resim parçaları kendiliğinden ve doğru olarak yan yana gelivermiş, hikâye ortaya çıkmıştı."- T. Buğra
resim
Fotoğraf: "Güzel İnebolu kızı, duvara yapıştırılan Gazi'nin resmine uzun uzun baktı."- A. Gündüz
resim
Tören
resim
Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb
resim
Bunu yapmak için gerekli yöntemleri öğreten sanat: "Türkiye'de resim bir müddetten beri soysuz bir sanat hâline gelmeye başladı."- O. S. Orhon
Resim
tasvir
Resim
(Osmanlı Dönemi) NAKŞ
resim
Bunu yapmak için gerekli yöntemleri öğreten sanat
resim
Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç
resim
Bir hizmetten ya da haktan yararlanmanın karşılığı olarak alınan bedel
resim
Kimi eşyadan ve işlerden alınan vergi
resim
Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri
resimli
المفضلات