Ben birinci sınıf bir kamara ayırmak istiyorum.
- I want to reserve a first-class stateroom.
Bir taksi ayırtmak daha hızlıdır.
- It's faster to reserve a taxi.
Üç kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.
- I'd like to reserve a table for three.
O yer her zaman kalabalıktır, ama bir masa rezervasyonu yaptım, endişelenmemeliyiz.
- That place is always crowded, but I reserved a table today, so we don't have to worry.
Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
- I'd like to reserve a single room.
Bu trende yer ayırtmak istiyorum.
- I'd like to reserve a seat on this train.
Bir taksi ayırtmak daha hızlıdır.
- It's faster to reserve a taxi.
Otel odamı üç hafta önceden ayırttım.
- I reserved my hotel room three weeks in advance.
Federal Reserve chairman Ben Bernanke testifying before the Senate banking, housing and urban affairs committee.
I reserved a table for us at the best restaurant in town.
This cake is reserved for the guests!.
New oil reserves are continuously being discovered, but not as fast as the existing ones are running out.
We reserve the right for modifications.
I accept your view with one reserve.