represented in its natural color; said of any object used as a charge

listen to the pronunciation of represented in its natural color; said of any object used as a charge
الإنجليزية - التركية

تعريف represented in its natural color; said of any object used as a charge في الإنجليزية التركية القاموس.

proper
uygun

Tom iş için uygun çocuktur. - Tom is the proper boy for the job.

Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır. - Properly used, certain poisons will prove beneficial.

proper
mis gibi
proper
(Ticaret) asıl
proper
hakiki
proper
rabıtalı
proper
kişisel
proper
yakışık alır
proper
doğru

O, iş için doğru kişidir. - He is the proper person for the job.

Oğlum henüz doğru olarak toplama yapamıyor. - My boy can't do addition properly yet.

proper
doğru dürüst

Dişini doğru dürüst fırçalıyor musun? - Are you brushing your teeth properly?

Aptal numarası yapma. Soruma doğru dürüst cevap ver. - Don't play dumb. Answer my question properly!

proper
asıl güzel
proper
yakışır
proper
(sıfat) tam, doğru dürüst, uygun, terbiyeli, yerinde, özel, doğru, münasip, gerçek, adamakıllı, iyice
proper
hürmete lâyık
proper
proper name özel isim
proper
{s} iyice

Bazen iyice anlamak için hata yapmalısın. - Sometimes you should sometimes make a mistake to be properly understood.

proper
{s} görgü kurallarına çok bağlı
proper
(İnşaat) doğru, tam
proper
{s} doğru, kurallara uygun
الإنجليزية - الإنجليزية
proper
represented in its natural color; said of any object used as a charge

    الواصلة

    represented in its na·tu·ral color; said of a·ny ob·ject used as a charge

    النطق

المفضلات