تعريف reporting في الإنجليزية التركية القاموس.
- (Ticaret) kaydetme
- habercilik
- (Dilbilim) işlemleme
- {f} rapor et
Yeni muhasebe prosedürleri giderleri rapor etmek için farklı formları doldurmamızı gerektirir.
- The new accounting procedures require us to fill out different forms for reporting expenses.
Medya bu hikayeleri rapor etmiyor.
- The media are not reporting these stories.
- {i} rapor
Onlar gazetecileri seçimlerle ilgili rapor vermekten engelledi.
- They barred journalists from reporting on the elections.
Medya bu hikayeleri rapor etmiyor.
- The media are not reporting these stories.
- rapor ederek
- (Nükleer Bilimler) raporlama
- rapor etme
- (Ticaret) bildirme
Tom polise bildirmeden onun silah yarasını tedavi edecek bir doktor bulmak istiyordu.
- Tom wanted to find a doctor who would treat his gunshot wound without reporting it to the police.
- report
- rapor
Yarına kadar bu rapora ihtiyacımız var.
- We need this report by tomorrow.
Onların rapora reaksiyonu neydi?
- What was their reaction to the report?
- report
- {f} ihbar etmek
Bir hırsızı ihbar etmek istiyorum.
- I'd like to report a theft.
- report
- bildirmek
Derhal polise bildirmek zorundasın.
- You have to report to the police at once.
Tom arabasının çalındığını bildirmek için sigorta şirketini aradı.
- Tom called the insurance company to report that his car had been stolen.
- report
- haber vermek
- report
- {f} rapor etmek
Olayı rapor etmek için zorunlu hissetti.
- He felt compelled to report the incident.
Yeni muhasebe prosedürleri giderleri rapor etmek için farklı formları doldurmamızı gerektirir.
- The new accounting procedures require us to fill out different forms for reporting expenses.
- reporting currency
- (Ticaret) raporlama para birimi
- reporting enterprise
- (Ticaret) raporlayan kuruluş
- reporting entity
- (Ticaret) raporlayan işletme
- reporting period
- (Ticaret) raporlama dönemi
- reporting progress
- (Bilgisayar) durum raporu
- reporting tool
- raporlama aracı
- reporting date
- (Ticaret) raporlama tarihi
- reporting of crime
- (Kanun) suçun ihbarı
- reporting of disease
- hastalığın ihbarı
- reporting of disease
- hastalık ihbarı
- reporting of income
- (Ticaret) gelirin bildirimi
- reporting of supply discrepancy
- (Askeri) ikmal uyuşmazlıklarını rapor etme
- reporting organization
- (Askeri) rapor veren teşkilat
- reporting package
- (Ticaret) raporlama paketi
- reporting period
- (Askeri) MÜHİMMAT RAPORU GÖNDERME DEVRESİ: Birbirini takip eden iki mühimmat raporu arasındaki süre. Bu devre, duruma göre, idari emirlerle tespit edilir
- reporting point
- (Askeri) RAPOR NOKTASI: Bir uçağın bulunduğu yeri bildirmesine esas olacak coğrafi bir mevki
- reporting point
- (Askeri,Havacılık) rapor noktası
- reporting post
- (Askeri) RAPOR POSTASI: Kontrol ve rapor sistemine bağlı olup kontrol ve rapor merkezinin rapor kontrol sahasını genişletmek için yayınlanan unsur. Bu posta uçakların kontrolü ile meşgul olmaz
- reporting post
- (Askeri) rapor postası
- reporting requirement
- (Politika, Siyaset) raporlama yükümlülükleri
- reporting requirements
- (Askeri) rapor isteği
- reporting requirements
- (Askeri) RAPOR İSTEĞİ: Bir makam veya faaliyet merkezi tarafından diğer bir makam veya faaliyet merkezinden ya da bunun vasıtasıyle astlarından bir defalık veya mükerrer olarak, çizelge ya da metin halinde yapılan resmi bilgi isteği
- reporting standards
- (Ticaret) raporlama standartları
- reporting time interval
- (Askeri) RAPOR ETME FASILASI: 1. Gözetlemede, bir olayın tesbit edilmesi ile kullanıcı tarafından raporun alınması arasında geçen zaman. 2. Muhaberede, gönderen terminalden en son alıcıya kadar verilerin veya bir raporun gönderilmesi için geçen süre. Ayrıca bakınız: "near real time"
- reporting time interval
- (Askeri) rapor etme fasılası
- reporting unit
- (Askeri) rapor birimi
- regional reporting center
- (Askeri) bölgesel rapor merkezi
- reporters and reporting
- muhabirler ve haber yapma
- report
- (fiil) rapor etmek, anlatmak, söylemek, bildirmek, ihbar etmek, hazır bulunmak, görünmek, sunmak (yasa vb.), muhabirlik yapmak
- General Unified Ammunition Reporting Data System
- (Askeri) Genel Birleştirilmiş Mühimmat Raporlama Veri Sistemi
- report
- karne
Yarın karnelerimizi alacağız.
- Tomorrow we will receive our report cards.
Okul karnesi hakkında endişeli görünüyordu.
- She looked worried about her school report.
- compulsory reporting points
- (Havacılık) zorunlu rapor noktaları
- report
- raporlama yapmak
- report
- (Ticaret) tebliğ
- report
- röportaj
Gazete röportajına göre, dün akşam bir uçak kazası vardı.
- According to newspaper reports, there was an airplane accident last evening.
- report
- raporlamak
- report
- öğrenci karnesi
- report
- çalışma raporu
- report
- (Meteoroloji) meteorolojik rapor
- report
- top sesi
- report
- sunmak (yasa vb)
- report
- rapor haline getirmek
- report
- rapor vermek
Onlar gazetecileri seçimlerle ilgili rapor vermekten engelledi.
- They barred journalists from reporting on the elections.
- report
- rapor sunmak
- report
- gazete haberi
- report
- diploma
- report
- söylemek
- report
- mevcudiyetini bildirmek
- report
- haber yazmak
- report
- tutanağını tutmak
- report
- anlatmak
- report
- rapor yazmak
Onlardan her biri gördüğü hakkında bir rapor yazmak zorunda.
- Each of them has to write a report about what he saw.
Tom şimdi rapor yazmakla meşgul.
- Tom is busy writing the report now.
- report
- bilgi
Söylendiğine göre sanık bilgisayarları çalmış.
- The suspect reportedly stole computers.
Raporuma bazı bilgiler eklemek istiyorum.
- I'd like to add some information to my report.
- report
- (sucu/vb.) bildirmek
- report
- söylenti
Tom'un Mary'den boşanması söylentiye göre ona bir milyon dolardan daha fazlaya mal oldu.
- Tom's divorce from Mary reportedly cost him more than a million dollars.
Söylentiye göre onlar doktora sahte isimler verdi.
- They reportedly gave the doctor false names.
- report
- bildiri
Bügünkü gazete Başbakanın Amerikayı ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildiriyor.
- Today's paper reports that the premier has given up the idea of visiting America.
Kaza, bugünkü gazetede bildirildi.
- The accident is reported in today's paper.
- report
- tutanak
- report
- şikâyet etmek
- report
- özetini çıkarmak
- report
- açıklama
Ekonomi bakanı yıllık açıklama yapar.
- The economic minister gives a yearly report.
Ekonomi bakanı haftalık açıklama yapar.
- The economic minister gives a weekly report.
- report
- rivayet
- report
- {f} rapor et
Bunu rapor etmeliyim.
- I have to report this.
Bunu Tom'a rapor etsem iyi olur.
- I'd better report this to Tom.
- Report
- bildirin
- dotted-line reporting
- Çapraz raporlama: Bir üste rapor verirken diğerini de bilgilendirme
You should also speak to other individuals to get input on setting your priorities, for example, matrix or dotted-line reporting relationships and other key stakeholders.
- exception reporting
- dışlamalı raporlama
- extensible business reporting language
- genişletilebilir işletme raporlama dili
- factual reporting
- gerçeklere dayalı habercilik
- international financial reporting standards
- (Finans) (İFRS) Uluslararası finansal raporlama standartları
- investigative reporting
- araştırmacı gazetecilik
- margin exception reporting
- margin istisna raporlama
- report
- görünmek
- report
- raporu
- report
- sunumu
- under-reporting
- altında raporlama
- Air Force Reserve; assign frequency for network reporting
- (Askeri) Hava Kuvvetleri İhtiyat Kuvveti; ağ raporlaması için frekans tahsisi
- Defense Transportation Reporting and Control System
- (Askeri) Savunma Bakanlığı Ulaştırma Raporlama Ve Kontrol Sistemi
- Joint Operation Planning and Execution System Incident Reporting System
- (Askeri) Müşterek Harekat Planlama ve İdare Sistemi Olay Raporlama Sistemi
- Joint Operation Planning and Execution System Reporting System
- (Askeri) Müşterek Harekat Planlama ve İdare Sistemi Raporlama Sistemi
- Logistics Metrics Analysis Reporting System
- (Askeri) Lojistik Metrik Analiz Raporlama Sistemi
- Military Entrance Processing and Reporting System
- (Askeri) Askere Alma İşlem Ve Raporlama Sistemi
- Nuclear Execution and Reporting Plan
- (Askeri) Nükleer Uygulama Ve Raporlama Planı
- United States merchant ship vessel locator reporting system
- (Askeri) Birleşik Devletler ticari gemi yer tespit rapor sistemi
- air control and reporting center
- (Askeri) HAVA KONTROL VE RAPOR MERKEZİ: Taktik Hava Kontrol Merkezi'ne bağlı bir hava kontrol usulü. Sorumluluk bölgesi içindeki kontrol ve ikaz faaliyetleri buradan idare edilir. Ayrıca bakınız: "control and reporting center"
- air raid reporting control ship
- (Askeri) HAVA AKINLARI RAPOR VE KONTROL GEMİSİ: Hava savunma gemisi tarafından hava ihbar radarının kontrolü ve hava akınlarını bildirme görevi verilmiş gemi
- attack and launch early reporting to theater
- (Askeri) harekat alanına fırlatma ve taarruz erken uyarısı
- automated intelligence information reporting system
- (Askeri) otomatize istihbarat bilgi raporlama sistemi
- calendar reporting period
- (Askeri) takvim bildirme süresi
- circuit routing chart; control and reporting center, CONUS replacement center; C
- (Askeri) devre yönlendirme haritası; kontrol ve raporlama merkezi, Kıta Amerikası (CONUS) İkame Merkezi
- communications instructions for reporting vital intelligence sightings
- (Askeri) hayati istihbarat müşahadeleri raporu için muhabere talimatları
- concern and deficiency reporting system
- (Askeri) ilgi ve aksaklık raporlama sistemi
- control and reporting center
- (Askeri) KONTROL VE RAPOR MERKEZİ (NATO, AMERİKAN SAVUNMA KURULU): Taktik hava kontrol merkezinin tali bir hava kontrol unsuru. Radar kontrol ve uyarı harekatı bunun sorumluluk bölgesi içinde yürütülmektedir. Ayrıca bakınız: "air control and reporting'center"
- control and reporting post
- (Askeri) KONTROL VE RAPOR POSTASI: Sorumluluk bölgesi içinde radar kontrolü ve gözetlemesini sağlayan, ABD Hava Kuvvetleri Taktik Hava Kontrol Sisteminin kontrol ve rapor merkezine bağlı bir unsuru
- control and reporting post
- (Askeri) kontrol ve rapor postası/yeri
- control and reporting system
- (Askeri) KONTROL VE RAPOR SİSTEMİ: Aşağıdaki hususları temin için kurulmuş bir teşkil: a) Hava araçlarının erken haber verilmesi ve ikazı, izlenmesi ve tanınması, su üstü araçlarının izlenmesi. b) Bütün aktif savunma unsurlarının kontrolü. Bu sistem esas itibariyle gerekli muhabere ağı ile birlikte radar rapor istasyonları ve kontrol merkezleri zinciri ile bir gözetleme birliğinden ibarettir
- control reporting element
- (Askeri) kontrol raporlama unsuru
- designated reporting technical control
- (Askeri) tasarlanmış raporlama teknik kontrolü
- dual reporting
- (Askeri) çifte raporlama
- intelligence reporting
- (Askeri) istihbaratı rapor etme
- intelligence reporting
- (Askeri) istihbarat rapor verme sistemi
- intelligence reporting
- (Askeri) İSTİHBARAT RAPOR VERME SİSTEMİ, İSTİHBARATI RAPOR ETME: Bilgilerin hazırlanması ve herhangi bir vasıta ile gönderilmesi. Terim, daha çok haber toplayıcılar tarafından hazırlanıp mensup olduğu karargaha, bir karargahtaki istihbarat unsurundan da, istihbarat yapan bir veya daha çok unsura gönderilen raporlara inhisar eder. Böylece bu dar anlam içinde dahi istihbarat bildirme hem toplama hem yayma anlamlarını içine alır. Terimi hem normal hem ihtisas istihbarat raporlarına uygulanır. 8ak. "normal intelligence reports", "specialist intelligence reports". INTELLIGENCE REPORT OF COUNTERINTELLIGENCE (INTREP-CI): İSTİHBARATA KARŞI KOYMA RAPORU
- joint reporting structure
- (Askeri) müşterek raporlama yapısı
- merchant ship reporting and control
- (Askeri) ticari gemi raporlama ve kontrolü
- military standard transaction reporting and accounting procedure
- (Askeri) askeri standart rapor işlemleri ve muhasebe yöntemleri
- nuclear detonation detection and reporting system
- (Askeri) nükleer infilak tespit ve raporlama sistemi
- pararescue unit; primary reporting unit
- (Askeri) paraşüt birliği; esas raporlama birliği
- place and time of reporting information
- (Askeri) Haber rapor edileceği yer ve zaman
- position location reporting system
- (Askeri) konum mevki raporlama sistemi
- report
- şayia
- report
- resmen malumat vermek veya yazmak
- report
- {i} patlama sesi
- report
- {f} muhabirlik yapmak
- report
- {f} hazır bulunmak
- report
- {i} silâh sesi
- report
- malumat
- report
- {f} 1. bildirmek, haber vermek: Today's paper reports that workers in Berlin have gone on strike. Bugünkü gazete Berlin'deki işçilerin greve
- report
- haber yaymak
- report
- {i} dedikodu
- report
- kendi hakkında malumat vermek
- report
- şikayet etmek
- report
- {i} ün
- report
- nakletmek
- report
- {i} haber
Amerikan haber Irene Kasırgası'nın Avrupa kadar büyük olduğunu bildiriyor, bu biraz abartıdır.
- The American news is reporting that Hurricane Irene is as big as Europe, which is a bit of an exaggeration.
O muhabir haberin kokusunu alıyor.
- That reporter has a nose for news.
- report
- rapor vermek veya yazmak
- report
- {i} şöhret
- report
- {f} sunmak (yasa vb.)
- report
- (Askeri) İSPATI VÜCUT ETMEK: Vazife yapmak üzere gelip görünmek; geldiğini göstermek
- report
- bildirmek, haber vermek: Today's paper reports that workers in Berlin have gone on strike. Bugünkü gazete Berlin'deki işçilerin greve
- statutory reporting
- (Ticaret) yasal raporlama
- subordinate reporting organization
- (Askeri) rapor veren ast teşkilat
- supply transaction reporting
- (Askeri) İKMAL İŞLEM RAPORU: Meydana geldikçe uygun ikmal hesaplama faaliyetlerine dair malzemelerin stok durumunu etkileyen bireysel işlemler hususunda verilen rapor
- tactical detection and reporting
- (Askeri) taktik aldatma ve raporlama
- tactical event reporting system
- (Askeri) taktik vaka raporlama sistemi
- windows reporting tool
- Windows Raporlama Aracı