Ben odayı terk etmek zorunda kalıncaya kadar aynı plağı üst üste çalmaya devam etti.
- He kept playing the same record over and over until I had to leave the room.
Tom'a Mary ile alay etmemesini defalarca söyledim.
- I have told Tom over and over again not to make fun of Mary.
Onu tekrar yapmaman için seni defalarca uyardım.
- I've warned you over and over again not to do it.
Tom aynı soruyu tekrar tekrar sordu fakat asla bir cevap almadı.
- Tom asked the same question over and over, but never got an answer.
Onu yapmamanı sana tekrar tekrar söyledim.
- I've told you over and over again not to do that.
The children loved the slide, and they went on it over and over until it got dark outside.