Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
- I'm afraid you're going to have to release Tom.
Tom Pazartesi günü cezaevinden tahliye edildi.
- Tom was released from prison on Monday.
Fadıl şartlı tahliye ile erkenden serbest kaldı.
- Fadil got early release on parole.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Rehineleri serbest bırakmayı reddettiler.
- They refused to release the hostages.
Rehineleri serbest bırakmayı reddettiler.
- They refused to release the hostages.
Polis herhangi bir ek ayrıntıyı serbest bırakmadı.
- Police didn't release any additional details.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
- I'm afraid you're going to have to release Tom.
Hayvanları kafeslerinden azat et.
- Release the animals from the cages.
Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
- It's impossible to release his foot from the trap.
Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
- It's impossible to release his foot from the trap.
Bu haber neden yayımlandı?
- Why was this news released?
O bilgiyi yayınlayamam. O özel.
- I cannot release that information. It is private.
Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
- They released the prisoner.
O köpeği serbest bırakmayın.
- Don't release that dog.
He released his grasp on the lever.
If you continue to use abusive language, I will need to release the call.
They released the new product later than intended.
They released thousands of gallons of water into the river each month.
... experience with the release of Born This Way that takes them ...